Esitlik Hakkından Yasam Hakkını Savunmaya

sonn8 Mart…

AKP Kırıkkale İl Başkanı “Kadın, yuvanıza sizden izinsiz kimseleri alırsa, onları hafifçe dövüp korkutabilirsiniz. Ama onların ihtiyaçlarını da giderin” dedi.

Diyarbakır’da tiyatrocu sevgilisini dövdüğü için 6 kez gözaltına alınan marketçi, sonunda kadını 7 kurşunla öldürdü.
twitter.com/firatkozok

Layout 1Manisa Turgutlu’da bir maden işçisi, “Telefonla çok konuşuyorsun” diye eşini 13 yaşındaki ikiz çocuklarının önünde bıçakla öldürdü.

İstanbul Kartal’da eşini öldürmek için pusuda bekleyen adamı polis son anda durdurdu.

Ukrayna’da mankenlik sertifikası aldıktan sonra Türkiye’ye gelen kadınları pavyonlarda fuhuşa zorlayan çete çökertildi.

Ve…

Başbakan Siirt’te “Benim de vasiyetim biliyorsunuz en az 3 çocuk. Bu Siirt’te en az 5 kurtarmaz” dedi.

Bunlar sadece bu yılki 8 Mart’tan kalan hasılat…

Tüm bu örnekleri eski Kadın Bakanlarından Önay Alpago, “Geldiğimiz nokta ise kadının eşitlik hakkından çok, yaşam hakkını savunma noktasına geriledi” diye tek cümleyle özetledi aslında. O yüzden böyle bir ortamda kutlamadan söz etmek abesle iştigal. Biz bugünün uluslararası alandaki ve Türkiye’deki öyküsünü ele almakla yetinelim.

1857 yılının 8 Martı’nda, New York kentinde bir tekstil fabrikasında çalışan 40 bin dokuma işçisi, daha iyi çalışma koşulları isteğiyle greve başladı. Bu grev esnasında polis işçilere saldırdı ve onları fabrikaya kilitledi. İşçilerin fabrikaya kilitlenmesinin ardından çıkan yangında, işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda çoğu kadın 129 işçi can verdi. Ölen işçilerin cenaze törenine on binlerce kişi katıldı. Bu olaydan 53 sene sonra, 1910’da, Kopenhag’da düzenlenen 2. Enternasyonal’e bağlı kadınlar toplantısında Almanya Sosyal Demokrat Partisi önderlerinden Clara Zetkin, 8 Mart’ın, yangınında ölen kadın işçiler anısına “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anılması önerisini getirdi. Oybirliğiyle kabul edilen bu öneri ancak 11 yıl sonra, 1921’de, Moskova’da gerçekleştirilen 3. Uluslararası Kadınlar Konferansı’nda hayata geçti. BM Genel Kurulu 1977’de 8 Mart’ın “Dünya Kadınlar Günü” olarak anılmasını kabul etti.

Türkiye’de de dünyada olduğu gibi ilk kez 1921 yılında “Emekçi Kadınlar Günü” olarak kutlandı ancak devamı gelmedi. 1975 yılında ilk kez “Türkiye 1975 Kadın Yılı” kongresi yapıldı. 12 Eylül öncesinde kadınların en etkili örgütlerinden biri olan İlerici Kadınlar Derneği, 1976 yılında ilk kez gazetelere yansıyan şu çağrısıyla kadınlar gününün kutlanacağını duyurdu:

“Tüm dünya kadınları ile dostluk ve dayanışma günü olan 8 Mart’ta faşizan baskıların günden güne arttığı, günaşırı gencecik çocukların sokak ortasında kurşunlandığı bir ülkenin kadınları olarak bizler, halen faşizmin zindanlarında işkence gören Şili kadınlarıyla, yiğit İspanyol emekçi eşleriyle, bağımsızlık ve demokrasi için savaşan Angola kadınlarıyla, emperyalizmin saldırılarını yiğitçe göğüsleyen Filistin kadınlarıyla dayanışma içinde olduğumuzu belirtir, eşitlik, ilerleme ve barış için verdikleri mücadeleyi içtenlikle selamlarız. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü hepimize kutlu olsun.”

1980 askeri darbesinden sonra dört yıl süreyle kutlama yapılmadı. 1984’ten itibaren her yıl çeşitli kadın örgütleri tarafından kutlanmaya başlandı. O tarihten itibaren her yıl 8 ve 9 Mart tarihlerine baktım, gazetelerde ne yazılmış diye…

“Kadınlar haklarını arıyor”, “Kadınlar haklarını tartıştı”, “Bir yılda 16 bin kadına tecavüz edildi”, “Kadın şiddet mağduru”, “Kadın eşit yurttaşlık için alanda”, “Kadın gününde kadına dayak”, “Kadın yasal haklarını kullanmıyor”, “Kadın, hakkını korumada kararlı”, “Kadınlar yürüdü, polis dövdü”

Tam 30 yıllık arşiv… Başlıklar aynı…

Eşitlik hakkından çok yaşam hakkını savunma noktasına geldiğimiz kadınlar için umutlu 8 Mart’lar dileğiyle.

About firatkozok

Cumhuriyet Gazetesi Cumhurbaşkanlığı - Başbakanlık Muhabiri
Bu yazı Uncategorized içinde yayınlandı. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Yorum bırakın